İlk kısmı Eurobond fiyatı değil kupon oranı. Birbirine yakın iki vadedeki Bond’un kupon oranları yüksek olan ağa yüksek fiyatta işlem görebilir. Gayet normal. Ki buradaki fark çok düşük zaten.

vadeye bakarken yila degil aya bakacaksin hocam.
mesela CQ19 kodlu tahvilin 4 gun sonra kupon odemesi oldugu icin ayni 2028 vadeli CP36'dan daha pahali olur cunku 4 gun sonra sana 30,7 dolar odeme yapacak.
diger faktor de kupon orani tabi ki. kuponu yuksekse fiyati da yuksek olur.

normalde düşmesi lazım ama bankalar kendini korumak istiyor. düşükten kredi vermezler.

1- evet malesef dusurmuyor, anca musteri bazinda uygun oran verebiliyorlar.
2- bunlari sadece basvurdugunuz bankalar bilebilir kredi notunuza gore. once kendi bankaniza sorun ayri ayri vermiyorsa baska bankaya basvurun eger o da cikarsa sonra kendi bankanizdan da alirsiniz.

henüz başlamadım

Yerde kar yoksa bot giymeye baslamam.

hot potato +1 kar veya cok yagmur yoksa bot giymem ama giyeni de garipsemem bana ne.

Ayağım üşüyorsa giyerim. Yağmurlu, karlı olsun olmasın.

Yerde en az 5 cm kar yoksa bot giymem.

simdiden bot giyersek yandik kis bitmez :)

yatırım yapman gerekir. hisse senedi, emtia, emlak vs bunların hepsi birer yatırımdır.

Kripto borsalarda vadeli hesap açmak düşüncesi

Dolar olarak kalsın ama faiz de getirsin diyorsun anladığım kadarıyla.
Eğer uzun vadede bu paraya ihtiyacın olduğunu düşünmüyorsan eurobond alabilirsin.
Diğer bankalarda da vardır da ben İş bankası özelinde anlatayım.
İş bankasına döviz hesabı açıp, dolar veya euro yatır.
İş mobil'den yatırım hesabı aç.
İş bankası internet şubesinden hesabına gir. Yatırım ve eurobond de. Çıkanlardan birini seç. Paranı yatır.
1 eurobond yaklaşık 1000 dolar civarıdır. Kısa sürelerde fiyatı hareketlidir. Uzun sürede iyi kazandırır.

eurobond alabilirsin

KKM

enflasyona karsi korumali yatirim arastirin.
Emlak, arsa vs iyi secenekler ama alim satimi zor.

ben de eurobond tavsiye ederim. genelde 6 ayda bir kupon ödemesi oluyor. farklı vade tarihleri olan farklı eurobondlar alabilirsin

dogrudan o para cinsinde yatirim yapmak istiyorsan: eurobond.
tekrar TL'ye cevireceksen alternatifler cok: borsa, fon vs.
eurobond almaya karar verirsen detayli bilgi verebilirim.

olası tek ihtimal şu an döviz satışı ile deli bi müdahale olması.
genelde böyle müdahaleleri bir süre sonra anlıyoruz çünkü artık baya baya el altından yapmaya başladılar.

Eskiden böyle durumda yabancı para dışarı çıkardı dışarı çıkmak için de dolar alır dolar yükselirdi şu anda piyasada yabancı para kalmadığı için böyle bir durum da oluşmuyor

@bay b,

peki ülkenin döviz borcu vs hiç yok mu?
ülkede yabancı para kalmaması aynı zamanda yabancı para cinsinden borcu ödemek için dolar bulunamaması anlamına gelmiyor mu? bu doları artırmamal ımı?

son 1 ayda faiz %13'ten 10.5'e düştü, dolar %1 bile oynamadı.

ya ben artsın, azalsın mevzusunda değilim de. geleceğimi görmek istiyorum, bu yanıltıcı ve kısa bir süreç mi? yoksa bu şekilde devam ettirilebilir mi. 18.60 olmasa da 19.50-20 gibi ortalamalarda tutulabilir mi bu yöntemle?

ona göre 1 ay 2 ay sonraya bile plan yapamaz duruma geldim resmen

olmaz mi abi :) hem kamunun hem ozel sektorun essek yukuyle doviz borcu var sorun da o zaten :) allahtan iyi kotu ihracat yapan bir ulkeyiz ama rezervler ortada. ayrica enerji maliyetlerinin artmasi da biz ve bizim gibi ulkeleri cok olumsuz etkiliyor hem doviz rezervi hem enflasyon anlaminda.

ha bu arada ben hic dolara mudahale edilmiyor demiyorum yanlis anlasilma olmasin. senin kastin daha onceki indirimlerdeki garip hareketlerdi o artik niye olmuyordu, ben ona cevaben yazdi. o hareketleri yaptiracak bir yabanci para cikisi olmuyor cunku cikacak para artik cok az. gittigi yere kadar tutmaya calisacaklar oyle gorunuyor. twitter'da @e507 ustamizi takip etmeni tavsiye ederim. bu konularla alakali ufuk acici bilgiler paylasir hep.

örtülü olarak sermaye kısıtlarının uygulandığını ve sabit döviz kuru rejimine geçildiğini anlamalıyız.

epeydir bir faiz indirimi olacağını daha söylüyordu hükümet zaten, artık faiz indirimleri şok etkisi yaratmıyor, beklenen bir durum. beklenen durumlar da öncesinde fiyatlanıyor zaten. yani kur zaten %10.5'luk faize göre fiyatlandı epey bir süre önce.

ha bu doğalgaz ödemeleri vs + asgari ücret zammı meselelerinden ötürü para basmaya başlarlar ve tl'nin değeri daha da düşer, ama faiz indirimi ile bağlantılı bir şey yok şu an.

Soba üstü gibi olmuyor çünkü ısı kaynağına temas etmiyor. Fazlaca tutarsanız belki soba tadı verebilir. Ben olsam bulabildiğim en ucuzunu alırdım çünkü basit bir alet. Alternatif olarak tost makinesinde de ekmek kızartılabilir ama o da tam olarak aynı olmuyor. Bence sinbo falan alın, kullanın.

Paketli, hazır dilimli ekmeklerden kullanılırsa mantıklı gibi. Diğer türlü evde kendiniz ekmek keserseniz pek kullanışlı değil. Zaten bu yüzden bizim toplumda tutmadı bu alet, halbuki holywood sineması ile çocukluğumuzda hepimizde merak uyandırmıştı bu meret.

Tost makinesinde de neredeyse aynı performans alınıyor, haberiniz olsun.

tost makinesi varken cok gerek yok bence, gerci tost makinesi fazla baski yapiyor ekmege ama sobadaki tadin hayaliyle aliyorsaniz bosa almayin :)

evet pratik ve lezzetli oluyor. sobayı tutmaz muhtemelen.
tip olarak sadece tost ekmeğine uygun olanlar değil de, üst kısmı geniş olan, farklı boyuttaki ekmekleri kullanabileceğiniz bir model olsa daha iyi olur.
tost makinesine göre bir artısı da otomatik kapanması.

alacaksan ekmeğin gözüktüğü modellerden al

fikir vermesi açısından;

www.amazon.de
www.amazon.de
www.amazon.de
www.amazon.de

Ben mini tost makinesinde kızartıyorum. Gayet güzel oluyor.
Sobada yapılanın güzelliği psikolojik +1

www.cagri.com

Muthis. Eve alinan ilk alettir bati ulkelerinde ama turkiye'de dilim ekmek pek yaygin olmadigi icin bu da pek yaygin degil.

müsriflik
heriflerin yanı başında çıtır ekmek çıkaran fırın olmadığı için marketin paketli bayat ekmeğini böyle yenir kıvama getiriyorlar
elinin altındaki taze ekmeği kenara atıp, gidip de bayatını alıp ısıtmak müsriflik o yüzden
taze ekmeğe ulaşamıyorsan ocakta döküm ekmek kızartmaya koyup kızartabilirsin

@aman üstüme geliyorlar
evet öyle
taze olur da bayatlarsa sobada kızartılır ya da gaz ocağında
bi ateş aranır elektrikten önce
doğalgaz direkt eve geleceğine, çevrim santralinde gücünün yarısını kaybedip elektriğe dönüşüyor, onu kullanınca yine lüzumsuz alternatifi kullanmış oluyoruz

Bu makinanın tam olarak bağımlısıyız bizim evde, eve sadece paketli tost ekmeği alıp bu alette ısıtarak yiyoruz ekmekle tek ilişkimiz bu. Soba üstü - ızgara gibi olmuyor ama keyif veriyor yine de. Almaya değer.

Normal beyaz ekmek yiyorsanız ancak bayatları yemek için kullanılır zira taze beyaz ekmek kızarmıştan daha güzel.

kalıplardan etkilenmeden söyleyebilirim ki bende de meyve tabağında havuç görmek meyve tabağında domates görme etkisi bırakır yalan yok. ki o gerçek bir meyve.

yerim severim o şekerli tadını, hem de kıtır kıtır

Çocukken çok yerdim. Meyve olduğunu düşünerek yemedim hiç. Havuç havuçtur.

Havuç ne genel algıda ne de biyolojik açıdan meyve değil. Aynı patates gibi havuç da bitkinin kök kısmı, bildiğiniz kök yani, meyve olmaya en uzak şey :D Patates, kereviz, soğan, pancar, sarımsak, turp ne kadar meyveyse havuç da o kadar meyve.

Ama yerseniz yersiniz, ben de arada yiyorum çok da severim ama meyve yerine hiç koymamıştım. İlk kez sizden duydum bunu.

Salatasını yapmak haricinde havucu soyarım ve kıtır kıtır yerim ama meyve tabağı hazırlarken havuç koymam. Aklıma dahi gelmemişti şimdiye kadar. Elma, armut, üzüm, havuç? Alakasız baya.
Benim için havuç bir kök sebzedir, meyve değildir. Havucun kankaları da kendisi gibi diğer kök sebzelerdir: patates, kereviz, pancar, vs.

bi tane soyup yersin de doğrayıp meyve tabağına koymak abes.

Valla biz ufak ufak kesip salataya koyuyoruz ya da elde yiyoruz. Meyve tabağına çok nadir girmiştir. Ama girdiğinde de ailede kimsenin bu ne aq diyeceğini sanmıyorum yenir yani.

Ben de geçenlerde eşimin memleketinde kahvaltıda karpuz yenmesini anlamamıştım.

Bizim oralarda yemekte veya yemekten sonra yenir. Ya da öğlen sıcağında falan.

Oluyor yani farklılıklar isteyen yesin ne olacak..

Kıtır kıtır yenir tabii, çok da güzel olur. Ama meyve tabağında görürsem ben de dalga geçerim, herhangi bir meyvenin yanına yakışacağını hayal edemedim.

Bitkinin çekirdeğini/tohumunu barındıran şey meyve. Domates, biber, patlıcan falan biyolojik olarak meyve çünkü içlerinde tohum var. Ama havuç kök sebze, meyve değil.

akhenaten+1

havuc dedigin koktur, meyve dalda yetisir. ha bu alip kitir kitir yenmesine engel degil tabi ama elma, portakal vs yanina da havuc koyup yemem.

havuç hiç yemem. sadece salataya rendelenmişse ayırmam yerim.

Havuç sade haliyle yemek için çok tatlı geliyor bana. Hele yemekte pişirilince iyice şekeri ortaya çıkıyor. Salata içinde rendelenmiş haliyle ya da yoğurtlu mezede falan severim de onun dışında çok sevdiğim bi sebze değil. Meyve zaten değil arkadaşlar açıklamış. Meyve tabağına girse şaşırmam ama zaten meyve çok sevmediğim için meyve tabağı kültürüm yok. Sevdiğim bi iki meyveyi ayrı ayrı yemeyi severim.

Bu arada kışın meyve sularına havuç suyu ekleniyor özellikle portakal suyuna. Yine meyve yapmaz tabii onu ama meyve tabağına eklenmesi için bi bahane olabilir :d

Kitir kitir yerim ama meyve tabagina koymam.

Salata yapmaya üşendiğim için yemeğin yanında yerim. Meyve niyetine yemem. Bence meyve tabağına yakışmıyor.

normalin sinirlari podcastini öneririm.

@tadellesever, ama onu dinledim ve evet güzel.

o zaman ingilizce varsa bbc podcastlerini öneririm.www.bbc.co.uk

felsefe/psikoloji değil ama tarih seviyorsanız youtube'da tarih obası kanalının yayınlarını dinlemenizi öneririm.

felsefe ve psikolojiye değinen konularıyla "ortamlarda satılacak bilgi" çok tatlı.

ozgur mumcu-eray ozer / yeni haller

fularsız entellik podcastini seviyorum ben.
öneririm. ciddi mevzular, cıvıklığa da varmayan esprili bir üslupla anlatılıyor.
bir de podcast'in yapımcısı çok fazla ülke görmüş birisi.
dolayısıyla farklı toplumların özelliklerini de öğrenebiliyorsunuz bir miktar.

tavsiyeler için herkese dev teşekkür kalp

ingilizce pek problem olmaz bence, karşı taraf nasıl istiyorsa öyle gitmek genel alışkanlık benim için, senin için nasıl uygunsa öyle devam et.

online olsa da yüzyüze olsa da yeni tanıştığım herkese siz diye hitap ederim. samimiyetsiz, duygusuz, uzak gelmesi normal çünkü neden hiç tanımadığım insana samimiyetle yaklaşayım.

burada birine cevap verirken de restaurantta garsona sipariş verirken de siz şeklinde hitap ederim. sözlükte biriyle mesajlaşırken de müşteri temsilcisiyle telefonla konuşurken de. aramızda belli bir samimiyet eşiği geçilmemiş herkese siz derim.

benimle senli benli konuşuluyor olması rahatsızlık vermiyor bana.

samimiyetsiz, duygusuz ve uzak olmak için siz diyorum ben zaten. samimi, duygudaş ve yakın olmak istediklerime sen diyorum, online veya fiziksel genel ortam, yeni tanıştıklarım, iş ortamları böyle olmak istediğim insanlardan oluşmuyor ilk etapta. sınır olması güzel, saygıyla direkt bi alakası yok.

genel olarak siz olarak hitap ediyorum. instada birinin yaptığı yoruma yorum yazacaksam bile siz diyorum. saygı/saygısızlık olarak değil ama tanımadığım ya da yeni tanıştığım birine sen diyerek o kadar samimiyet vermek saçma geliyor. konuşmanın akışına göre sen e dönülebilir

"Siz"ciyim, bastan soyleyeyim. Her ortamda, her yerde sizciyim. Cok yakin arkadaslik kurmayacaksak sizde kalmayi hep tercih ederim.

Metroda yaniniza oturan kisiyle, garsonla, yoldaki sürücüyle ne gibi bir duygu ve samimiyet bagi kurulmasini beklersiniz? Samimiyet kurmayacagim insanlarla nicin senli benli konusayim? Online icin de ayni durum soz konusu.

Siz kelimesinin dilde getirdigi olculu bariyer harika bir konfor alanidir iki taraf icin de. Siz diye baslanip kufur edilebilir mi mesela?

Sizciyim gereksiz samimiyet sevmem hatta siz dememe ragmen sen diyene beraber bot mu bagladik diye terslemisligim cok. Zaten samimi oldugum biri olsa sen derim. Gereksiz samimi davranmaya calisanlara karsi mikemmel bir sozcuk.

siz neden mi saygı ifade ediyor? sizin olayı o zaten tanımadığım yakın olmadığın birine langır lungur sen dememek için olan bir şey. online ortamı bilemem günlük hayatta çoğu zaman iş hayatında da her zaman siz diye hitap eder karşımdakinden de aynısını beklerim olmazsa kibarca uyarır ya da düzeltirim. kimse babamızın oğlu değil sonuçta her şeyin bir sınırı var. kimseyle gereksiz samimi olmanın lüzumu yok özellikle de iş hayatında. sonra adamla senli benli konuştun diye başına bela oluyor.

Bana "mesafeli ve uzak" geliyor demişsiniz. Bunu saygılı bir hitap şekli yapan bu zaten. Çünkü konuştuğunuz kişi de size mesafeli ve uzak. Çünkü eğer siz demeniz gereken bir ortamdaysanız bu kişiyi ya tanımıyor olmalısınız ya da profesyonel bir ilişkiniz olmalı. Tanımadığınız ya da samimi olmadığınız insanlarla da mesafenizi korumalısınız.

Valla ben ayar oluyorum açıkçası tanımadığı biriyle senli benli konuşanlara. Yukarıda yazanlara katılıyorum, tanımadığım, samimi olmadığım birine neden sen diye hitap edeyim?

Sözlükte de öyle, mesaj atıp sen diye hitap eden birine daha baştan cevap yazasım gelmiyor.

Üslup da önemli bana kalırsa. Sadece siz diye hitap etmek gayriciddi olmayı tek başına engelleyemiyor. Öteki tarafta da benzer şekilde illa da hadsiz biri olacak değilim ya da olacak değil karşımdaki.

Ama nedense bazılarının gözü kulağı bunu çok seçiyor. Bu durumla ilgili asıl tuhaf bulduğum şey bu.

Açıkçası kendi adıma genel bir tutumum ve beklentim yok. İçeriğe ve üsluba bakıyorum. Benim ne kullandığım da o an sezgisel olarak gelişen bir şey oluyor.

ben de siz demeyi tercih ederim genelde. internette tanımadığım biriyle samimi olmak gibi bir planım zaten yok. samimiyetsiz olmasında bir sakınca yok yani, aksi bana biraz lakayt geliyor.

Ülkede insanlar "senli, benli" olduktan sonra "saygısızca" davranma haklarını kendilerinde gördüğü için siz diye hitap eder, aynı cevabı beklerim tanımadığım insanlardan.

Yani ekstra bir saygı istemiyorum siz'li konuşarak da, sen-ben olunca askerlik arkadaşından beter oluyor. Saçma sapan muhabbetler, özel sorular, yersiz şakalar filan.

12 ay az. İhtiyacım yoksa çekmezdim

en onemli sey odemelerin ne zaman baslayacagi degil kredi cekip ne yapacagin. parayi kullanmak icin net bir tezinin olmasi lazim.

kredi çekip ne yapacaksın onu yazmamışsın ki.

2 altinda her kredi cekilir ihtiyac varsa ya da varlik alimi yapilacaksa.

çok da ihtiyacım yok aslında şu an. elimde birikim olsun diye, bir kısmı ile borsada birşeyler yapabilirim, bir kısmı ile de borç ödemesi.
en geç yılbaşından sonra zaten o taksitler kuşa dönecek gibi duruyor.
yatırım yapacak bir para değil ama 10-20 bin ile hisse almayı düşünüyorum. borcum da 10 bin kadar. beni sıkıştıran bir borç değil, hemen de ödemeyebilirim. birkaç aya kapatacak imkanım var zaten normalde.
teşekkürler yorumlarınız için.

1,2,3 oldu sırası yine :)

3
2
1

3, 1, 2

2-3-1

Üçü de berbat olduğu için berbatlık sıralaması yapacağım.

3, 1, 2

İçlerinde en iyisi 2.

3-1-2

hepsi kötü

2-1-3

1,2,3

2>3=1

3 ile cosplay yapılır. 3ü alırdım belki

2, 1

Elbise > mini elbise > gömlek elbise. Mobilde linklerin sırasını karıştırdım :)

2-1-3 +1

Eğer "hiçbiri "diyemiyorsak: 2, 1, 3

1,3,2

2-3-1

3-1-2

1-3-2

Hiçbirini beğenmedim ama küçük bir detaya dikkat çekeyim.
1.sıradaki elbise her vücut tipine olmaz, modeli nedeniyle tipinize gider mi, ölçülerinize uyumlu olur mu buna dikkat ederek seçim yapın, riskli

2-1-3.

Puantiye şirin gösterir. 1. Elbisenin v yakası güzel. 3. Elbisenin önü çok kapalı boğuluyor gibi.

Ama deneyin denemeden olmaz. Elbisenin kesimi vücûd yapısı çok önemli

2-3-1

Birinciyi sevmedim. Üçüncüsü de bana kalırsa herkese gitmwz.

1 ve 2 güzelmiş. 3'ü beğenmedim. Model hanımefendinin memeleri biraz daha büyük olsaydı buradaki yorumlar da daha farklı olurdu diye düşünüyorum.

1 2 3

2-1-3

3-1-2

2-1-3

Şu an yapmıyorum ama dediğiniz düzendeyken eğer evde kahvaltı yapmıyorsam;
%90 küçük saklama kabına kahvaltılık koyuyordum peynir, zeytin, domates, salatalık, maydanoz, bir dilim de ekmek yeterli oluyordu benim için.
%10 da dışarıdan soğuk sandviç, tost vs.

yumurtasız kahvaltı yapma derim.

geceden yulaf yapıp buzdolabına koyun. sabah çıkarıp yiyin. bir iki saat önceden çıkarabilirsiniz hafif ısınması için.

benim tarifim: yulaf, chia tohumu, kırık fındık badem ceviz vs., yoğurt, bal, fıstık ezmesi, süt. hepsini bir kavanozda karıştırıp dolaba koyun. kendinize göre içeriğini değiştirebilirsiniz.

gece boyunca yulaf sütü emip yumuşuyor. pişirmeye gerek kalmıyor. overnight oats diye de aratabilirsiniz tarifler için.

edit: ben aralıklı oruç yaptığım için bunu ofise gittiğim günler öğlen kahvaltı niyetine yiyorum. bunu yedikten sonra genelde akşama kadar başka bir şey yemiyorum. siz öğlen de yemek yiyecekseniz içeriğini azaltabilirsiniz.

ben yapmamayi denemeni tavsiye ederim ama illa yapilacaksa geceden yulaf+farkli tohumlar+tatlandirmak icin cok az pekmez, bal vs. olabilir. ama yulaf onu da katayim bunu da katayim derken anlamsiz bir kalori bombasina donusebiliyor dikkat etmek lazim. ustteki arkadas gayet guzel bir tarif vermis zaten.

Ben peynir, zeytin duruma gore sogus ve simit ile yapiyorum kahvaltimi. Eger isterseniz buna haslanmis yumurta da ekleyebilirsiniz.

domates, peynir zeytin vs ile yapıyorum.

Yerinizde olsam ben dolap da varsa 1 kg domates, 1 kg salatalık, 1 kavanoz zeytin, bir paket peynir, labne, tereyağ, 1 koli yumurta alır koyarım dolaba her gün yanımda taşımamak için.

arada yanına simit mimit alıyorum bi de.

Madem isyeri kahvaltiyi karsilamiyor, evinizde yapin kahvaltiyi. Her gun ne getirsem diye dusunecegime evde yaparim Allah ne verdiyse artik.

duyar kasılması ile ilgili bir durum yok, kadınım ve tanımadığım insanların bana dokunmasından, temas etmesinden, mecburiyet durumu hariç kişisel alanıma girilmesinden hiç hoşlanmıyorum. cinsiyetten bağımsız olarak, tanımadığımız insanlara dokunmamayı öğrenmeliyiz.

Hiç tanımadığın bir kadına "elle temas ederek" konuşmak? Değişikmiş.

keşke telefon numarasını isteseydiniz akşam özür dilemek için. belli ki olayın sıcaklığıyla aşırı tepki vermiş akşam yazmış olsanız siniri geçmiş olurdu.

Tanımadığım biri bana yanlışlıkla çarptıktan sonra üzerine omzuma dokunsa ben de sinirlenirim. Hiçbir şey demeden devam etse daha iyi.

@hypathia +1

Bana göre kadın gereksiz gerginlik yaratmış. Ben de dokunulmasını sevmem ama bir daha görmeyeceğim birine özellikle iyi niyetli davranmışsa böyle bir tepki vermem.

Erkek halimle bana yapsan aynı şeyi, 'Hayırdır Birader?' derdim.
Şanslı günündesin ki çantayı kafana yememişsin.

Kadın haklı.

Bence o kadar buyutulecek bir sey degil ama kadin haksiz da diyemem.

Vurdunuz madem ne ya. Sanki bilerek yapmışsınız gibi. O an vurmadım, çarptım demeniz lazımdı.

canı yanmış ve öyle tepki vermiş olabilir ve fakat ne şekilde olursa olsun tanımadığınız birine neden dokunuyorsunuz ki?
çok gereksiz.

Utanmadan gelip bi de soru mu yazdınız? Kadin%300 haklı.

Ya o an ki can acısı ile ben de aniden reaksiyon veriyorum, hatta argo bile kullanıyorum. Karşı taraf özür dileyince de mahçup oluyor insan tabi ama işte can acısı ile tepki verilmiş oluyor bir kere. Bence sizin dirseğiniz baya kötü çarpmış ki siz de hemen, bir şey olmadı ya gibisinden temas etme ihtiyacı duymuşsunuz gibi anladım ben. Yorumları aşırı buluyorum, sizin tepkiniz de normal. Abla can acısı ile öyle tepki vermiş olabilir. Boşverin aman.

Cinsiyetten bağımsız her türlü haklı, insanların kişisel alanına hem de böyle gereksiz bir nedenle dokunulamaz. Kadın olması ayrıca yüzde bin beş yüz haklı yapar. Birincisi kaza, ikincisi ne alaka, hayırdır derdin ne durumu olmuş.

Bu dokunma otobüste yer boşalır da otursun diye birine duyuramayınca omzuna vurma gibi değil, oradaki durum farklı, onun anlaşılabilir tarafı var ama çarptığın birisine yeniden temas yersiz ve saçma.

Böyle davranan kişilerin hakkında da pek hayırlı düşünmem, fırsattan istifade durumu suistimal ettiğini düşünürüm. Kadının genç yaşlı, güzel çirkin olmasından bağımsız olarak adamın davranışı problemli.

Bir dahakine bence bunları dikkate alarak davranın.

Kadına dokunmam yanlış, buna hakkın yok.

yorumlari okudum kanim dondu.

tr'de kadin olmakda erkek olmak da zor, en temizi aseksuel olup hayalet taklidi yapmak. hic orda degilmis gibi davranacaksin cunku insanlarin nezekete bile tahammulu kalmamis. hoh icim $i$ti..

Saçma bir hareket. Kadın arkadaşınız mı da bu kadar rahat kişisel alanını ihlal edebiliyorsunuz? Karşınızdaki kadın değil de sizden daha kalıplı bir erkek olsa yine özür dilemek için omzuna dokunur muydunuz?

kisisel alan diye aglayan arkadaslar, baskasi kendisine carpacak kadar o baskasinin kisisel alanina bu kadin neden girmis acaba onu anlatsin da biz de anlayalim eger kacirdigimiz bir nokta varsa.

Dün akşam yaşadığım bir olayı burada yazıp olay karşısında insanların tepkilerinin nasıl olacağını anlamaya çalıştım. Sabah okuduğumda kanım dondu. Biz ne zaman bu kadar ruhsuzlaştık. Dibimde biten bir kadına çarpmam sonucu kadının acı çektiğini düşünerek özür dilerken birşeyiniz var mı anlamında onuzuna dokunmama efelenenlerin birer robottan farkı olmadığını düşünüyorum. Robota yüklersin programı hiçbir durumda karşındakini dokunma diye o da dokunmaz aynı böyle insanlara dönüşmüşüz. Bizler herkesin sapıık olduğunu düşünen paranoyak manyaklarlar olmuşuz. Bu olayın nerdeyse aynısı 3 ay önce Barcelona da önümdeki adam yaşadı. Adam dönerek canı yanmış kadına ı am so sory deyip omzunu hafifce sıvazlayınca kadın Not at all diyerek gülümseyerek cevap verdi. Ben dahil hiç kimseye batmadı bu olay. Evet özel alan önemlidir kimsenin müdahale hakkı yoktur ama hayatta herşeyde olduğu gibi bununda istisnaları vardır. Bunun ayırdına varamayanda program yüklenmiş robottan farklı yaşamaz.

sizin yorumunuz nedir diye sormuşsunuz gelen yorumları robot, ruhsuz vs diye eleştiriyorsunuz. sizin amacınız yorumları öğrenmek değil sırtınızın sıvazlanması ama kabul etseniz de etmeseniz de haksızsınız. barcelonada böyle bir olay yaşanmış olması sizin durumu değiştirmiyor. orada kadın sorun etmemiş demek ki, etseydi yine omzuna izinsiz dokunan adam haksız olacaktı.

Sizin yorumunuz nedir?

kadın haklı, sen haksızsın
dokunmadan özür dileseydin, o tepkiyi almazdın

dokunsal bir insan olabilirsiniz. ama tanımadığınız birine dokunmamalısınız. ben de kadınım tanıdığım kişilerin bile fiziksel temasından rahatsız olurum. kadın haklı.

Kadın kadına bu olay yaşansa bile sorun çıkaracak insanlar var, siz erkek olarak tanımadığınız bir kadına dokunarak yanlış bir harekette bulunmuşsunuz.

Konu erkek kadına dokundu değil aslında, bir kadın da tanımadığı bir erkeğe dokunmamalı bana göre.

Bence konu sadece kapalı toplum, muhafazakar toplum konusu da değil. Neredeyse tüm dünyada genel geçer bir görgü kuralıdır mesela, kadın tokalaşmak için el uzatmadan erkek elini uzatmamalıdır.

Edit: karşı tarafın sizin elinizin kolunuzun çarpacağı mesafeye kadar size yaklaşması doğru değil elbette, kadın olsun erkek olsun.

Toplum olarak mesafemizi koruyamıyoruz, yolda biri bişey soracak olsun ya da bir dükkanda müşteri ve satıcı diyaloğu olsun, suratlarımız bir iki karış mesafeye olacak kadar yaklaşıyoruz.

Bir adım geri gidiyorum mesafeyi açmak için, tekrar bir adım üstüme geliyor. "Kardeşim benim eşim bana bu kadar yaklaşmıyor, bi az öteye git ya ağzından çıkan her partikül suratıma çarpıyor" diyemiyorsun.

Burada kimsenin sana "Vay sapık, kadının omzuna dokundun demek ha" tarzında yaklaştığı yok. Niyetinin iyi olduğundan da şüphe yok zaten.

Ama yaptığın hareket en basit ifadeyle "gereksiz". Yani aşırı gereksiz işte, bu kadar net bir şey. Tanımadığın bir kadının bedenine elinle temas ederek konuşmak aşırı gereksiz. Bence bunla yüzleş ve bir daha yapma, senin için daha hayırlı olur. Daha arızasına denk gelirsen başına iş de açabilir.

Ayrıca @naksidil nickli yazar "ben de kadınım, tanıdığım kişilerin bile fiziksel temasından rahatsız olurum" gibi bir şey de paylaşmış mesela. Bunu da bir düşün. Sen bir de bu hareketi hiç tanımadığın bir kadına yapıyorsun.

Ve duyuruna "Sizin yorumunuz nedir?" ile başlayıp da çoğunluğu yaptığını doğru bulmayan türde yorumlarla karşılaşınca isyan moduna geçmen de hoş değil. En başta "Beni haklı görmeyecek olanlar yazmasın pls" falan diye ekleseydin oldu olacak.

Siz de götümün dibine girmeseydiniz o zaman diyebilirdiniz üste çıkmadığınız için kadın sizin üstünüze çıkmış.

Yani bir başkasının hoşuna da gidebilirdi ama şu ara herkes çok gergin. Bir de bizde mesafe kavramı yok kadın erkek fark etmeksizin herkes birbirinin ensesinde duruyor.

Ben de otobüste montumu çıkarırken teyzenin birine dirsek atmıştım tamamen benim öküzlüğüm yani ama teyzeye onlarca kez özür dileyince bir şey demedi çok kızmasına ve bence acımasına rağmen.

Günlük hayatta olabiliyor böyle şeyler takılmayın.

Krediyi ne için çektiğiniz ve faiz oranının ne olduğuna bağlı. keyfi hiç bir katma değeri olmayan bir harcama için çekiyorsanız gereksiz. Bir ihtiyacınızı gidermek için ve uygun faiz oranıyla çekiyorsanız hiç düşünmeyin bile.

alıp gerekli şeyler satın alcaksan yatırım yapcaksan çek. alıp kenarda tlde durcaksa çekme.

bana kredi oranlari makul gorunmedi normalde krediciyim su an ihtiyac, hedef yoksa cekmem

mantikli tabi, enflasyona gore oldukca dusuk oranlar var 2'nin altindaki her oran gule oynaya cekilir. ustu de cekilir ama 2 alti buluyorsan ne ala.

kredi faiz oranı iyiyse İstanbul u bile satın alırsınız :-9

kerebiçci oğuz

Kerebic, Kerebicci Oguz'dan yenir. Lutfen fistikli yiyin. Afiyet olsun.

Deneyecek olanlar için yazıyorum, tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Kaymağı boğaz yakan bir tatlilikta. Bir şerbet sever olarak kerebiçe kaymak değil de şerbet döküp yerim.

hocam dun yazacaktim sana ama ses etmedim kendin deneyip gor diye :) ben de ilk yedigimde inanilmaz agir bulmustum. sonrasinda da zaten sadece 1 kere daha yedim mersinli bir arkadas ofise getirmisti. herkesin begenecegi turden bir tatli degil kerebic bence.

cekmekoy, buyukcekmece

Ümraniye-yukarı Dudullu

Pendik Kartal Maltepe tarafını seviyorum.

Kandilli Beykoz - sakinliği, cool ve tarihi zengin duruşu.
Arnavutköy - manzarası, insanları, mekanları

silivri çatalca büyükçekmece

tuzla pendik hattına göre havası daha temiz, denize bile girilebiliyor, çatalca ve trakya köylerine yakın. daha ne olsun. tuzla işçi yeriyken silivri yazlık yeri.

Etiler, Bebek dışında bana her yer ve herkes fakir gelio.

Etilerli olarak OrangeYellow’a katılmıyorum. Bence Pendik, Kartal’ın gideri var.

bulgaristan tarafi bence.

Borsa

13 Ekim 2022 - perşembe - 19:45

fiorentina - hearts
deplasman ilk yarı 0,5 gol alt / 1.05 oran

Borsa ama tersde kalırsan 6 ay beklemek zorundasınız

Kur korumali mevduat
S

D

faiz dışında sıfır riskli hiçbir metod yok.
abd başkanı olsan faiz dışında 30 günde geri ödeyen %100 güvenli bir metod bulamazsın.

türk borsası zaten kumarhane ve yalan dolan merkezi.
kumar oynayacaksan zaten kasanın kazanması üstüne kurulmuş bir işletme.
ben riske girerim dersen rulette 17'e yatır 10 saniyede 35'e katla ne diyeyim :)

fon (tefaş üzerinden bakabilirsin) veya eurobond

borsada da bist30 hisseleri değerlendirilebilir. Uzun dönemli olacak ise sasa, hektaş, tcell, froto gibi hisseler değerlendirilebilir ancak sepet yap yani tek hissede olma

%5 aylık kazanç istiyorsun. çok riske girmeden kazanabilirsin aslında ama iyi bir bakınmak lazım. ben dolar bile kazandırabilir diye düşünüyorum. tam 30 gün olmasa bile aralık civarına gelmeden kazanmış olursun. onun haricinde bişey öneremem çünkü geriye kriptolar ve borsalar kalıyor oralarda da fed'in tavrına göre sakatlıklar çıkabilir

210 bini 2 ayda 275 bin yaptım. cevap fon.

nnf, hkh, mac bunlara bak.

borsa. ama iyi bir hisse bulman gerekir ve riski minimuma indirmen için tek bir hisseye yatırmamalısın paranı.

borsa ama bilgin yoksa hic bulasma. eurobond falan da alma sakin.

Ben de 40'dan sonra bıraktım. İyi oldu. Kuruyemiş yiyorum onun yerine.

yemiyorum. eskiden de yemezdim. yani yerdim de kırk yılda bir. o da az.

cipsler ağır kanserojendir. zaten her şey kanser yapıyor. bir de bonus eklemeye gerek yok. illa yiyeceksen yağsız tuzsuz pirinç patlakları var. onları kemir. :)

bu yaz bir ara iyice abarttım. sonra kilo alınca bıraktım.

Gençken de az yerdim, yine az yiyorum. Lays fırından ya da Pringles klasik alıyorum çok canım isterse. Diğer patates cipsleri çok yağlı, sevmiyorum.

şanslı gruptanım. cipsleri hiç sevemedim. biz çocukken tombi falan vardı onları da sevmezdim. yalnız dondurma ve çikolataya özellikle bitter çikolataya karşı koyamıyorum.

cips benim icin tam bi guilty pleasure ya. patos aciliyi ben bilmezdim bi arkadas dedi ki nasil bilmezsin cok iyi cips falan canimi cektirdi. merak ettim gittim aldim hakkaten guzelmis. nadiren kafama esiyor gidip aliyorum sonra 2-3 gun yiyip sikilinca birakiyorum tekrar :D

ama onun disinda artik fiyati 70-80 lira olmus malesef hakiki misir cipsi var macro'da falan bazen alip nacho falan yapiyorum evde ya da duz yiyorum ama cok sik alma sansim olmadigi icin ayda yilda bir. 38/E

ruffles, lays falan degilde daha boyle kalin kesim, tuzlu, yag cekmekten saydamlasmamis bulursam aliyorum. yiyeceksem guzelini yiyeyim bari dusunuyorum sanirim.

genel olarak korkunç beslenmeme ve doktorların "sen daha ölmedin mi" demesine yol açacak kadar rafine şeker tüketmeme rağmen ilginç bir şekilde cips merakım yoktur. neredeyse hiç yemem. ayda belki bir paket, güzel dizi filan izliyorsam canım çekmişse.

yaş: 38
eskiden biranın yanındaki bir numaralı atıştırmalığımdı.
şimdi 2 ayda bir belki alıyorum. eşim zaten yemiyor. benim de canım çok çekmiyor. kızım da çok sevmediği için hayatımızdan neredeyse tamamen çıktı artık.

Sivilce sorunum olmasa yerim sürekli. Çok nadir yerim. Küçükken en sevdiğim şeylerdendi

başlama sakin. Gerçekten Bi gün yiyince gene istiyo insan. Ben yiyorum ama keşke yemesem.

Abur cubur tuketme aliskanligim yok, aklima gelmiyor. Denk gelirsem belki 1-2 tirtiklarim ama genelde o da olmaz. Karnim toksa bir seyler yemeyi dusunmem, canim cekmez.

Ortaokuldan sonra çok ilgim olmadı cipslere, lisede fakültede arkadaş ortamında bira falan varken alan olursa yerdim kendim gidip aldığım mega nadirdi. 25 yaşından sonra ortamda olsa da pek sürmedim ağzıma.

Doritos Turca ve yeşilikli Chips Master seviyorum. Haftada bir kez ya da iki haftada bir kez film izlerken bu cipslerden birini yeme alışkanlığım var.

Klişe olacak ama bunları yiyen de ölüyor yemeyen de ölüyor. Her gün yemek sağlıksız ve kötü tabii ki ama canımız isteyince istediğimiz cipsi yiyemeyeceksek o hayatın ne anlamı var. Ucunu kaçırmaktan korkmuşsunuz. Hayatta bazen ucunu kaçırmak da var. Bir kere kaçırırsanız bir daha bir iki ay hiç yemezsiniz.

haftada bir yerim. eskiden daha az yerdim bu aralar saldım biraz yiyorum. yaş 29

Çok severimmmm. Pringles yiyince çoraplarımı yiyormuşum gibi hissediyorum. Onun dışında her türlü yiyorum. Orta boy lays ya da ruffles ama bir anda hepsini bitirmiyorum.

kendi patlattığım patlamış mısır ve kuruyemiş, çok nadir pringles

canım isteyince 100 gramlık pakedi bitiririm 2 ya da 3 ayda bir

Arada yiyorum bazen yedikçe yiyesim geliyor. Özellikle geceleri.

kim ne kadar yiyor peki kimse onu yazmamış. Yerim dediğinizde 110 gr'lık paketi tek başınıza bitiriyor musunuz? Benim öyle oluyor :/

edit: tam ben bunu yazarken freebird5406_2 cevap vermiş sağolsun :D

Fiyatları bu kadar uçuk olmasa her gün yerim. Ben 30 K, eşim 35 E acayip seviyoruz. Haftada birkaç gün yiyoruz mutlaka. Bir tane 169 ya da 218 gr doritos, yanına da 117 gr falan olan çerezza ya da lays falan. İki cips bir kola alsan en az 50 TL. O yüzden her gün almıyoruz.

ara sıra canım çekerse hiç sorgulamadan alıp yiyorum doyasıya.

almam, yemem. çok nadir barda, bir mekanda, misafirlikte vs. önüme konursa 1-2 tane alırım.

Ben eskiden beri yemem ama mesela anneannemler 85+ ve hala cips yiyiyolar :)

Öyle arada bir canım çektiğinde biraz yiyorum. 1 paket cips alırsam 2-3 hafta sürünüyor. Cipsi de zaten 3-4 ayda bir alıyorum.

Yeşil pringles ve turuncu doritos hariç yemiyordum, 1 yıldır hiç yemedim ama canım çok istiyor.

10 liralık badem alıyorum.

bir avuçtan azıcık daha fazla oluyor. iyi oluyor.

yağ ve tuz
ve patatesin nişasta şekeri
muazzam lezzet
keşke evde birebir yapılabilse

ayda yılda bir yiyorum. gerçekten aşırı zararlı bir şey. gereksiz bir kimyasal.

Ayda bir kadar. Canım nadir çekiyor çekince de ilk aşamada yememek için alternatiflere yöneliyorum genelde. Arkadaşlarla toplanınca yerim ya da çok nadir film izleyince ararım.

cok cok nadir pringles yerim birkac ayda bir onun disinda hic cips yemem. hastalik yapma ihtimali cok yuksek kanser, kalp krizi...

Çok nadir. Gidip kendim almam, anca ortamlarda olduğunda.

Tyrells ve pringles dışında hayır. Bir de enteresan farkli cipsler olursa.

Onlar da ayda bir kere belki ya da uzun yolculuk yaparken.

boyle bir usul falan yok, ekstre tercihini yabanci para olarak yaptiysan oyle gelmesi lazim bankayla gorus ama ekstre kesildikten sonra artik duzeltmeler diye dusunuyorum.

edit: duyuruyu yanlis okumusum pardon, boylece yeni bir sey ogrendim :)

ödeme tarihini geçince TL'ye çevriliyor fakat bir kısmını ödeme (minimum) işi döviz ekstresinde var mı hatırlamıyorum. Dövizlerde %100'ü ödenecek gibi bir şey diyorsa o sebeple olabilir.

Ben bir kere son gününe kadar ödemeyi unutmuştum direkt "borcunuz TL olarak aktarıldı" diye mesaj gelmişti.

Evet. Uygulama böyle.
Ödeme tarihi geçince, kalan tutat tl ye çevriliyor. Misal, tamamını ödemiş olsaydınız, böyle olmayacaktı. Ya da hiç ödememiş olsaydınız, tamamı çevrilecekti.

İnce ayrıntıları var. Mesela ekstrelerinizin hem dolar hem tl kesilmesini talep etmek gibi. Ama bunu zaten önveden talep etmek gerekirdi.

@mahone +1 Döviz işlemlerinde asgari yok, minimum ödeme %100 ve ödenmez ise çevriliyor. Hatta bankalar arasında eğer gününde ödenmez ise günlük kurun %1 fazlası ile hesaplayıp çevirenler var. Bu yine iyi.

Örnek Vakıfbank:
Yurt Dışında Yapılan Alışveriş : Yurt dışı alışveriş ve nakit çekim işlemleri USD/TL cinsinden ödenebilir. Dönem Borcunun son ödeme tarihinde ödenmeyen kısmı, son ödeme tarihinden bir gün önceki TCMB döviz satış kurunun %1 fazlası ile çarpılarak Türk Lirası'na çevrilmekte ve o dönemin hesap kesim tarihinden başlamak üzere eksik yatırılan tutara faiz işletilmektedir. Yabancı para birimi cinsinden ödemeyi tercih edenler için, asgari ödeme tutarı, dönem borç tutarı kadar hesaplanmaktadır.
TL cinsinden ödemeyi tercih edenler için işlemin Banka’ya ulaştığı tarihten bir gün önceki TCMB döviz satış kuruna %2 ekleyerek TL'ye çevrim yapılmaktadır.

Brave'de ilk başta gözüküyor, aşağı doğru kaydırmaya başlayınca kayboluyor o bar.

Brave browserda biraz kaydırınca alt ve üst bar kayboluyor diyecektim, bu ayar diğerlerinde de olabilir ayarlarda ama brave zaten iyi bi browser deneyebilirsin

opera'da da kaydirinca kayboluyor.

Safaride de kayboluyor.

Brave +1, reklamsuz mis gibi tarayici. Ios icin bilgisayar senkronunu kapamislardi safariye gecmistim. Geri getirmisler son guncellemeyle, oneririm.

chrome'da kayboluyor, özel bir ayar yapmadım

androidde soul browser'da bu ayar mevcut. adamlar öyle bir tarayıcı yapmışki yok yok. çok fazla kişiselleştirme var. bonus olarak çeviri özelliği iyi çalşıyor.

sağ alt köşede 3 çizgiyi tıklıyorsunuz.
çıkan ekranda sağ üst köşedeki çark şeklini yani ayarlar/settings kısmını tıklıyorsunuz.
yerleşim yazan yeri tıklıyorsunuz.
arama çubuğu yazan yere tek dokunuş yaptığınızda küçük ekranda "aşağı - sil" butonu çıkacak. seçeceğiniz işlem belli zaten.

tek dokunuş yaptığınızda istemediğiniz düğmeleri kaldırabiliyorsunuz. basılı tuttuğunuzda kaydırıp istediğiniz kısma sürüklüyorsunuz. işlemleri varsayılana-önceki haline almak için refresh düğmesi mevcut.

EnPara beyanı: "Enpara.com, QNB Finansbank’ın ayrılmaz bir parçası olduğu için tüm bankaların tabi olduğu kanun, düzenleme ve denetimlere tabidir, bu sebeple Enpara.com’daki mevduatlarınız da devlet güvencesi altındadır." Kastettiği güvence: www.tmsf.org.tr

Altin için saçma sapan bir makas uyguluyorlardı diye sinir etmişti beni bir ara. Başka bankadan aç bence.

abi diger bankalar ne kadar guvenilirse bu da o kadar guvenilir iste kafasina gore dukkan acmiyor adam sonucta finansbank'in bir olusumu hepsi BDDK onayli vs vs falan.

enparada altın makası çok iyi değildi @hububrad'ın söylediği gibi. garanti bile daha iyiydi yani.

altın makası çok kötü başka bankadan aç

ted+1

dezenformasyonla mücadele, serbest olan kanalları da kısıtlama altına alarak değil, eldeki tüm kanallardan isabetli ve doğru bilgi yayarak gerçekleşir. şu an trt, bizlerden elde ettiği vergilerle tam olarak doğru yayın yapıyor olsaydı, sosyal medyada duyduğumuz her saçma haberin ardından trt'yi açıp doğrusu neymiş diye öğrenmeye çalışırdık. dezenformasyonu yapan devletin kendisi olduğu için trt'de gördüğümüz şeyi sosyal medyada güvenilir bulduğumuz kişiler üzerinden doğrulamaya çalışıyoruz. şimdi bu düzenleme ile beraber sosyal medyada güvenilir bulduğumuz kişiler de bir daha bu konularda fikir belirtme riskine girmeyecek. dolayısıyla türk sosyal medyası, çoğunluğu fetöcü falan olan, yurtdışında olduğu için ceza alma kaygısı olmayan saçma sapan etki ajanlarının etkisi altına girecek tamamen.

belki de yapılmak istenen budur tabii, onu da bilemiyoruz.

ted'in cevabi silinmis sanirim moderasyon tarafindan. ben de yazayim da benimki de silinsin. bu aktroll arkadasin gecmis duyurularina bakarak hangi maksatla yazdigini gorebilirsiniz, cevap verip itibar vermeyin kendisine.

Boş yapma lan lale. Duyuruyu kendi saçmalıklarınla doldurdun.

Gora'dan bir şey paylasmak isterim;
"Fazla dikkat çekiyorsun, yapma."

Hayır troll olduğun ortaya çıkınca maaş kesilir, yazık olur. Bu hayatta böyle onurlu, şerefli is bulmak zor.

maaşlı mı çalışıyorsun, haftalık mı alıyorsun?

ted+1

bay b +1

aman üstüme geliyorlar +1

mahone +100


sana ekmek yok, boşa keyif kaçırma güzel kardeşim. cidden inanıyorsan bu dediklerine, gidin teşkilatta beraber masturbasyona devam.

Bu yasa çok sıkıntılı bir yasa. Olay tamamen seçim öncesi, muhaliflerin sesini kısmak üzerine.

Cumhurbaşkanı çıkacak "camide içki içildi" demeye devam edecek.
Bakan çıkıp, gözümüze baka baka yalan söyleyecek.
Milletvekili yalan haberi görüp, retweet edecek vs vs.

Bunlara hiçbir şey olmayacak. Ancak ENAG çıkıp, enflasyon %180 deyince, "TÜİK rakamları bu, dezenformasyon yapıyorsun" diyecekler. Zaten herkese dava açmalarına gerek yok. 100-150 kişiyi yıldırsalar yeter. Enflasyon hesabı yapan kaç kişi var örneğin. Herkes ENAG'tan, İTO'dan alıp paylaşıyor.


.

toplumu yalan haberlerden korumak istiyorsak komple yönetimin/sistemin değişmesi gerekiyor zira hepimizin özel ve tüzel kişilik haklarına yönetim tarafından saldırı, manipülasyon ve iftira var.

roket adam, Avrupa ülkelerinin tamamında bu yasa var bizdeki gibi "muhalif" anlayış Avrupa'nın hiçbir yerinde yok. Evet bu kanun muhalif olduğunu iddia eden ama gerçekte muhalifliğin ticaretini yapan yayın organları ve muhalifliğin pr'ını yapan yayıncılar için tehdittir zira bundan sonra delilsiz, ispatsız, mesnetsiz bir şekilde bir kurumu, şahsı veya şirketi karalama devri bitiyor bu kanun gerçek muhalifler için tehdit değildir aksine muhalefetede standart getiriyor ve muhalefetin kalitesini artıracaktır ve hatta muhalefet hakkında gerçekdışı haber yanlarında önünü kesecek tır.

Sosyal medyada güvenilir gördüğünüz kişiler? Neye göre güvenilir? Güven yoktur metod vardır.metod bilirseniz dogrularsiniz zaten kişilerle işiniz olmaz.

Türk sosyal medyası halihazırda fetoculerin, pkklilarin, ermeni lobicilerinin, türk ve Atatürk düşmanlarının elinde zaten. Bir profil açıp adini gerçek Atatürkçü koyup iki üç Atatürk resmi paylaşıp kamuoyu olusturabiliyorsunuz ve yazdıklarınızdan dolayı hukuki bir yaptırım yok! İşte bunlar bitecek artık.


kartallar yuksek ucar, yasa kesinlikle muhaliflerin sesini kısmaya yönelik değil aksine muhalefetin kalitesini artıracak sözcü manşetleri gibi gerçekdışı abartı olduğunu dusundugum bilgilerle yayıncılık bitecek. Sizin iddia ettiğiniz şeyin mumkunati yok zaten.

Siyasetçilerin her dediğini doğru kabul ederseniz işiniz zor chp'ninde "fazilet durağı vakası" var mesela ve buna benzer çok şey var.

İstatistik konusunda az çok bilgi sahibi olan biri olarak ifade edeyim ki TÜİK'in verileri Türkiye'de en sağlıklı verilerdir bu veriler dogrulanabilir ayrıca her istatistiğinde metodolojisi yazar herşeyi şeffaftır bunlara ek olarak AB ile akreditedir ve her ay gerek. An gerekse yerli denetimlerden geçer TÜİK dışında eurostat, wb, IMF gibi yabancı kuruluşların verileride TÜİK ile paraleldir. Sizin belirttiğiniz grubun verilerinin ise metodolojik olarak ciddiye alınacak tarafı yoktur maalesef ayrıca halk arasında TÜİK hakkında konuşulan iddialar cehaletten başka birşey değildir.


Phoebe, sıkıntının yönetim kaynaklı olduğunu düşünüyorsanız ve bu yönetim degisirse yerine gelecek yönetimin sıkıntılı olmayacağı ne malum? Malum giden geleni aratır demek ki sıkıntı yönetimde değil sistemde. Sistem izin verdiği için yeni yönetimde de bu sıkıntılar yaşanacak. manipülasyonuna gelirsek siyaset zaten manipülasyondan ibarettir

rusya benzeri bir polis devletine dönüşmemiz yolundaki aşamalardan biri. yalan bilgiden ziyade mevcut iktidarın çıkarına aykırı herhangi bir gerçek bilginin yayılmasını engellemek, muhalifler üzerinde baskı oluşturmak için halihazırda yapılan hukuksuz hamleleri meşrulaştırmak ve bunları norm haline getirmek amacıyla dizayn edilmiş bir yasadır. yakın vadede amaçlanan; belli kamu görevlileri ve siyasilerin bulaştığı yolsuzlukların ifşasının engellenmesi (ör: sedat peker vakası), korku ikliminin oluşması, seçim döneminde iktidar organları tarafından dizayn edilecek dezenformasyonların önünün açılmasıdır.

dünyada bunu deneyen devletler oldu. dezenformasyon azalmak yerine arttı. biz de muhtemelen twitter yerine discord ve telegram benzeri ortamlardan haber almaya çalışacağız. halktan yurtdışı kaynaklı fetöcü kanalların kucağına düşenler olacak bu yasa yüzünden.

yayilma anlaminda joker no:19 saatlerce otur. kahvaltisi standart ama ekstralari fena degildir.

Dengeli beslenmen lazım. Dengeli beslenmeden aç kalırsan skiny fat olursun.
Poğaçayı bırakmak güzel fikir.

Poğaça yiyerek olmaz gluten ve şekeri keserseniz istahta kesilir zamanla karnınız düzleşir

Hocam beslenme alışkanlığınızı değiştirmeniz lazım. Poğaça bir yana bir süre karbonhidratı sebzelerden alın. Kilo başına 2-3 gr kadar protein alıp yağı azaltın ve kalori açığı oluşturun. Daha sonra karbonhidratı ve yagi bir miktar artırıp protein alımını yine yüksek tutarak spor yapın. Kas kaybetmeden yağ yakmanız lazım.
Kas miktarını arttirinca otomatik olarak yağ oranınız toplam kilonuza oranla azalacak veya kas oranını koruyarak kalori açığı olusturarak bunu yapacaksınız.

Abi her gün poğaça yiyerek zor :)

Bir salona yazılıp PT tutarsan ve yaptığı programa sadık kalırsan yaza kadar toparlarsın.

Genel mantık şu: kilo alırken yağ ve kas alıyorsun, verirken de yine aynı şekilde yağ ve kas veriyorsun.

Ne kadar spor yaptığın ve nasıl beslendiğin bunların oranını belirliyor. Kilo verirken protein ağırlıklı beslenirsen çoğunlukla yağ veriyorsun mesela. Ama hiç spor yapmadan sadece çok fazla protein alsan yine çoğunlukla yağ alıyorsun, göbek oluyor.

Yağ oranın kaç bilmiyorum, ama çok yüksek değilse (%20 altı) kışa girerken yemeye devam edip spor yap, bahara kadar kas miktarın artar. Sonra spora devam ederek (ve kardiyo ekleyerek) kalorini azaltırsın, yağ yakarsın, göbeğin gider. Biraz da karın egzersizi eklersin, six pack'ler daha belirgin olur.

Genetik de çok etkili ama genelde %12 gibi bi yağ oranı gerekiyor düz karın için. 7-8 bin kalori açığı verdiğinde 1 kilo veriyorsun. Oradan hesaplarsın ne kadar vakte ihtiyacın olduğunu.

Mesela 100 kilosun ve yağ oranın %20 olsun. 10 kilo versen, bunun da 9'u yağ olsa 90 kiloda 11 kilo yağın olur, bu da %12 yağ oranına denk gelir. Günlük 1000 kalori açığı versen (ki zor bi iş, yemekten 500 kıs, 500 de kardiyo ekle), 10 haftada şekle girersin. Mart başı başlasan, Haziran'a karnın düz olur. Biraz da definasyon yaparsın mis.

Edit: spordan kastım ağırlık kaldırmak tabi. Kas miktarını artırmanın en kolay yolu bu.

işteyken saatbaşı 5dk yürüyüş
3 ayda erir
1 tam buğday ekmek 1 peynir + 3 zeytin

keto beslenin
karin duzlesir

pogaca yiyen birinin karni duz olmaz ama karni duz olan biri pogaca yiyebilir.
-agirlik kaldir
-bol protein ve saglikli yag tuke
-sekeri kes, unu minimuma indir

2 poğaça yersen kesin düzelme olur dememizi beklemiyorsunuz inşallah:)

normalde 5 poğaça yiyen birinin diğer öğünlerde de iyi beslendiğini düşünmüyorum.

Sizin önce iyi bir diyetisyenle "ideal beslenme" alışkanlığı kazanmanız lazım.

Bol protein, sıfır karbonhidrat gibi önerileri diyetisyen olmadan uygulamayın. Vücut tipine göre kan değerlerine göre bir beslenme lazım. Mesela benim diyetisyenim bana karbonhidrat da veriyor. Yağ da veriyor.

Önce beslenme sonra spor.

kalori hesaplaması yapacaksın sonra da kalori açığı bırakacaksın. kabaca anlattım.

bakliyatlı salatalar doyurucu oluyor

aynı şekilde makarna salataları da doyurucu , kepekli makarna kullanırsanız daha iyi olur

hem bunları ısıtmaya da gerek yok

İş yerinizde mikrodalga varsa cam yemek kapları edinin hocam. Ben tek seferde iki veya üç günlük yemek yapıp kaplara koyup dolaba atıyorum. Ertesi gün iş yerinde mikrodalgada ısıtıp yiyorum.

Bowl mantığıyla hazırlıyorum yemekleri. Mutlaka et veya tavuk, yanında baklagillerden birkaç kaşık. Arada bulgur da olabiliyor. Bazen çok fazla üşenip birkaç kaşık makarna haşlayıp yağsız, tuzsuz, sos olmadan direkt kaba koyuyorum. Bunun dışında karışık turşu oluyor bir kaşık kadar. Yine bir iki kaşık süzme yoğurt. Bazen bebek patatesleri fırınlayıp koyduğum oluyor. Şu sıralar havalar soğuduğu için domates, mercimek, mantar çorabası gibi sevdiğim şeylerden birer kase kadar porsiyonlar halinde hazırlıyorum ek olarak.

İş yerinizde ısıtabileceğiniz imkan yoksa vakumlu yemek kaplarına sıcak halde de koyabilirsiniz. Termos tipi yemek çantaları var. İdeal oluyor. Ayrıca tek kavanoz konseptli yemek tariflerini de araştırabilirsiniz. Çoğu zaman ısıtmaya gerek kalmıyor.

Mikrodalga var ofiste. Ofisin mutfağında Ocak yok şimdilik. Ama yumurta haşlama makinesidir tost makinesidir dolap vs her şey var. Sabah kahvalti yapmak için kendi domates salataligimizi koyuyoruz hatta kiloluk şekilde.

Mobilden editleyemedim ama mikrodalgaya uygun kaplar da aldık, kullanmak için sabırsızlanıyorum :)

YouTubeda chef Jack ovens var. Meal prep serisini izleyin. Oradan hoşunuza giden tarifleri deneyin bence

Kanka haftalık yapıyoruz. Benim en büyük kurtarıcım köfte. Bir pazar oturup 80-100 tane köfte yapıp fırına atıyorum. Sonra onları beşli olarak posetleyip derin dondurucuya atıyorum. Yemek bulamadığım günlerde köfte alıyorum öğlen için. Her yemeği normalde yaptığımdan daha fazla yapıyorum başka bir numaram yok. Bir de anne kaynamaya gidersem yemek istiyorum.

Micro dalga varsa işiniz çok kolay; her şeyi ısıtabilirsiniz. Sebze yemekleri sizi 3-4 götürür rahatlıkla. Fasulye, pırasa, kabaklı yemekler yapabilirsiniz. Diyetteyseniz yanına yoğurt, cacık iş görür. Bakliyatlı salatalar da mükemmel oluyor; hızlı kolay ve doyurucu, 2 gün böyle bir şey yapın. Et tavuklu tabak istiyorsanız bir gün önceden et tavuk yapabilir ertesi gün mikrodalgada ısıtabilirsiniz, yanına salata yine.

Refika'nın böyle bir serisi vardı. Bir göz atın isterseniz:
www.youtube.com
www.youtube.com

Yemekhanesiz bir işimde aylık köfte yapar dondururdum mikrodalgada ısıtırdım. Yanına buğday haşlar dondururdum evveki günden çözdürür sabah yoğurt ile ayrı bir kaba koyardım.
Yeşil mercimek, köz biber salatasına bayılırdım.
Tavuk için akşamdan pişirdiğimi ertesi güne götürürdüm korkağım bu noktada :)
Salçasız arap kısırı var ince bulgura su dök yumuşasın, sonra ince ince kıyılmış yeşillikler ve sos. Köfte/tavuk yanına iyi giderdi.
Et kavurur ince şekilde düzler dondururdum. Akşam bulgur pilavı yaparsam ertesi güne ayranla güzel olurdu.
Hergün yapınca sıkıyor ama ben böyle haftanın 3 günü beslendim güzel doyuyordum.

ben protein agirlikli beslendigim icin atiyorum 2 kg tavuk aliyorum 7-8 yemege bolecek sekilde ayiriyorum. nasil pisirmek istedigin sana kalmis. yanina da firinda sebze yapiyorum mesela. pek tabi yanina pilav, bakliyat vs de yapilabilir.

3-4 gunlugunu dolaba gerisini buzluga atiyorum. disarda yemek yemek bence her zaman sacmaydi ama zaten keskin bir diyet ya da spor icin kati beslenme uygulaniyorsa haftalik yemek yapmak cok cok mantikli.

alkol veya aseton ile silmeyi deneyin. önce küçük ve görünmeyen bir yerde deneyin, özellikle asetonu.

wd40 sikip biraz bekledikten sonra cikiyor.

Buz da bir ihtimal işe yarayabilir.

isopropil alkolü biraz sulandırırsanız tertemiz çıkarır ama önce görünmeyen bir yerinde deneyin.

hayır tabii ki. "noldu foton gitti" geyiği oradan çıkma zaten.

Geçmiş konuşmaları silmezsen görür.

engelledigin gibi foton da kaybolur.

İyiymiş oran.
Enpara 2,24ten veriyo 24 aya.

google'a degil bankaya sormak lazim onu. 1,63 veren ozel banka yok yeni musteri kampanyasi falan degilse onda da cok dusuk 10-20 bin lira verirse verir. ziraat dahi 1,69'dan falan basliyor o da maas musterisi.

İnternette görülen oranlara aldanmayın. Özel bir müşteri değilseniz şuan o miktarlara 2.0'den aşağı kredi veren banka bulmanız çok zor.

Geçen ay sorduk devlet bankaları 1.89 idi memura. Kredi notuna göre daha düşük olabilir. Bankaya gitmeniz gerekiyor öğrenmek için.

yapı kredi 2.69'dan veriyo, 1.60, 1.70 bulursan hiç düşünme.

benim tercihim kredi çekmek oluyordu. kredi çekip altın almak şeklinde. ama kredi de alıskanlık yyapabiliyor
bi o kredi bi bu kredi ödemek de içimi baymıştı. bi iki sefer denenebilir. şey gibi oluyo bu durumda "param var ama param yok"

Geçen sene kredi çekenler yaşadı. Ama bu sene bakıyorum, %2 üzeri oranlar var. Seneye dolar 22 lirayı geçmeyecekse bir anlamı yok gibi görünüyor. Ki geçen sene Aralık'ta 16 liraydı, şu an 18,5. Hani aynı oranda artıyorsa sıkıntı, ki bankalar bunu düşünüyordur diye düşünüyorum :)

Öte yandan ben bi kredi çektim, 20.000 $'lık krediyi 10.000 $'dan az bi paraya ödemiş oldum. Ülke kaos içerisinde olduğu için mantık yürütemiyorum cidden.

Para biriktirmek gibi keyifli bir eylemi borç ödemeye dönüştürmek çok mantıksız bir şey. Gram altın alacaksanız zaten her ay 15 bin lira ile alabilirsiniz.

tabii ki de kredi ödemek mantıklı. sabit tl ile yatırım yapacaksan her türlü tl borçlanıp döviz endeksli ürün, tarla,ev,araba,çö poşeti,patlıcan vb. ne olursa almak mantıklı. alıp kenara koyduğun her şey yanına kalır.

amacın hobi amaçlı para biriktirmekse tl olarak her ay kenara atarsın ama çocuk değiliz, kumbara devri bitti bu enflasyonda.

ytd.

Yüksek enflasyon dönemlerinde uzun vadeli krediler karlıdır

Kredi ödemek

Ekonominin, altının, doların ve TL'nin nereye gideceğini elbette bilemiyoruz. Emin olsak hepimiz zengin oluruz.
Önümüzdeki 12 ayda hem seçim öncesi ekonomisi hem de seçim sonuçlarına göre etkiler olacak. Avrupa'da enerji krizi var, kiralık ev fiyatları, ocak ayında asgari ücrete gelecek zam vs. Yani normalde de tahmin etmemiz pek mümkün değil, bu yıl iyice tahmin edilemez halde.

Bence siz hangisi içinizden geçiyorsa yapın geçin. 150 bin lira kredi çekerseniz ve yılın sonunda bu işten 1000 dolar zararla çıkarsanız dünyanız yıkılmayacaksa girin o işe. En kötü durumda size deneyim ve ders olmuş olur.

Ekonominin, altının, doların ve TL'nin nereye gideceğini elbette bilemiyoruz. Emin olsak hepimiz zengin oluruz.
Önümüzdeki 12 ayda hem seçim öncesi ekonomisi hem de seçim sonuçlarına göre etkiler olacak. Avrupa'da enerji krizi var, kiralık ev fiyatları, ocak ayında asgari ücrete gelecek zam vs. Yani normalde de tahmin etmemiz pek mümkün değil, bu yıl iyice tahmin edilemez halde.

Bence siz hangisi içinizden geçiyorsa yapın geçin. 150 bin lira kredi çekerseniz ve yılın sonunda bu işten 1000 dolar zararla çıkarsanız dünyanız yıkılmayacaksa girin o işe. En kötü durumda size deneyim ve ders olmuş olur.

borclanmadan zengin olamazsin king.

kredi tabi ki, no brainer.
ek: kredi cekerek de para biriktirebilirsin zaten senin dedigin gibi. yuksek enflasyon-dusuk faiz arasindaki farktan faydalanmak icin. altin ya da baska bir sey alirsin, ihtiyac duydugun bir sey, doviz, hisse, arsa vs o sana kalmis. pratikte o parayi biriktirmis olacaksin ama paranin maliyetini dusuereceksin mevcut durumda borclanarak. is ki krediyi odeyecek nakit akisinda problem olmayacagindan emin olasin.

Daha önce açıldı mı? Açılmadıysa zaten bir şey olmamıştır, yağ sonuçta ne kadar bozulacak. Açıldıysa da bi tadına kokusuna bak, rahatsız edici (acılık vs.) bir durum yoksa yapıştır yine.

ben olsam yemek yerine sadece oil pulling amacli kullanirdim.

daha once acildi ama kokusu falan gayet yerinde mis gibi hindistan cevizi kokusu geliyor, rahatsiz edici bir sey yok hic.

tadi kokusu yerindeyse tuketiniz...

TL olarak BIST

ne kadar sürede elinizden çıkaracaksınız. 1.5-2 yıllık vade ise, euro ve altın, dolara oranla daha çok artacaktır diye tahmin ediyorum çünkü ekstra düşükler şu an. kısa zamanda ise daha da düşecek gibi, avrupa sıkıntıda.

daha kısa dönemde ihtiyaç hissedebileceğiniz kısmı dolarda tutup hatta onu da yıllık %4 vade ile bankaya koyabilirsiniz. kalan kısmı da sepet yapılabilir.

eurobond seçeneği de var ama risk istemediğinizden eledim.

dolar alınan kısımla eurobond alınabilir vadeye göre, zira dolarda da yaklaşık %9 enflasyon var madem hisse düşünmüyorsunuz. altın uzun zamandır görmediği yerleri gördü ama durumu meçhul.

burada ben de bir soru sorayım eurobond genelde 1000 dolar ve üzeri için alınıyor galiba. peki eurobond fonları ya da örneğin ziraat bankasında Ziraat Portföy Katılım Fonu (Döviz) olarak geçen fon eurobond fonu mudur?

Ben olsam,
TL leri KKM' a yatırır diğerleriyle vadeli döviz hesabı açardım. Altınlar da elde.

@edaddy Ziraat Portföy Katılım Fonu'nun içeriği şu sayfada yazıyor.

www.ziraatportfoy.com.tr

bist mi wtf

Yatırım fonlarını inceleyin.

hangi belediyedesiniz bilmiyorum ama belediyeler bu konulara bakiyor, ha bir faydalari olur mu bilmiyorum ama iciniz rahat edecekse arayin.

Çevre ve şehircilik bakanlığı

Belediyesinden belediyesine değişiyor ilgilenmeleri. Kimisi çok ilgisiz kimisi çok ilgili, iyilestirdikten sonra teslim ediyor. Genelde çok acilse durumu müdahale ediyorlar. Aksi takdirde cins köpek bir tık daha şanssız. Sahipli cins hayvanlardan çok sokak hayvanlarıyla daha çok ilgileniyorlar. Kedilerden biliyorum ben de.

Dogolar yasaklı ırk oldugu için belediyeye vs haber vermeniz durumunda hayvana el koyup uyutma ihtimalleri var,bulunduğunuz ilin ilçenin hayvansever topluluklarına derneklerine bilgi verirseniz daha sağlıklı olur,bir çözüm onerebilirler

Egea alırım, tertemiz kafam rahat gezerim. 2011 model Volvo'lar Ford zamanından kalma teknolojiye sahip. Bir derdi çıkarsa oturup uğraşırsın.

Vavacars > usta
2021 > 2011
20k < 150k
Volvo pahalı
Egea ucuz

Ben olsam Egea alırdım.

egea'ya hakaret nitelikli başlık olmuş.

ikinci el piyasasını da düşünürseniz, otomatikman egea'da karar kılıyorsunuz.

egea

egea tabi ki.

egea yazanlar hic s60 kullanmamis diye tahmin ediyorum, tabi ki s60 :)

Egea’ya sorsan Volvo diyeceği bir versus.

volvo'nun kilometresi daha yüksek olsaydı kararsızlığınızı anlayabilirdim ama bu şartlar altında kesinlikle s60

ucuza premium arac diye birsey yok. 10 yasini gecmis 200bine dayanmis premium araclarin cogu bas agritir, ilk 5 sene sen mis gibi binersin, sonra arac sana "hadi bakalim sira bende" demeye baslar, ocagina incir agaci dikene kadar sirtlarsin.

mevzu senin ne kadar arac sevdiginle, araci nasil kullanacagin ve butcenle alakali. Eger senede 20-25bin yapacam diyorsan ve prestij icin premium araca ihtiyacin yok, a noktasindan b noktasina gotursun, kolay elden cikartabileyim diyorsan bu versusta fiat alinir.

yok ben arabaci bir adamim, sanayi muhabbetini seviyorum, fazla yol da yapmayacam haftasonlari gezsem yeter, bir de sekil icin de ihtiyacim var, piyasasi olup olmadigi onemli degil diyorsan volvo.

egea bas geç.

satış sonrası hizmetler sunar.

Egea sedan olsaydı s60 derdim ama hb olduğu için egea :) sedan sevmiyorum.

Ford sonrası volvo tecrübesi olan herkes bu versusa özellikle de bu şartlarda egea der. Sosyal medya pr çalışmaları nedeniyle muhtemelen volvo tecrübesi de olmayanlar s60 demiş olabilir, hoşgörmek lazım.

Egea üzmez. Üstelik 2021 model ve 20 km'de. Şayet dizelse multijet motora sahiptir. 1.6ları çok iyidir. Tam Donanım paketi de varsa çok memnun kalırsın. Üstelik olası bir durumda volvodan daha kolay satar, daha ucuza onarımını ve parça teminini halledersin. Hayırlı olsun.

Ben s60ı alırdım.

Kaç tane hissen vardı. Şimdi kaç olmuş?

duzeliyor hocam bir kac gune yeni maliyet merak etme.

En kötü ihtimalle sabah 6’da tram gelmezse yürüyebilirsiniz yarım saat.

hic ugrasmayim diyorsan yuru bence de, cok cok uzak bir mesafe degil.

Otobüsten kastım Saraybosna-Mostar arası için bu arada. Sabahın köründe trene bineceğine otobüsle gitmemi önerirseniz diye.

ben trenle gidip otobusle donmustum :) ikisi de keyifli, giderken hava kararmisti gerci cok bir manzara yoktu.

Trenle gidip otobusle donmek mantikli.
Trenin manzarasi cok cok guzel. Saraybosna ufak sehir, en kotu yurursunuz +1

Evet, başarıyla yetiştim Mostar trenine. 5:30'da bile vardı tramvay (evet erken yola çıkmayı abartan bir insanım). Galiba tren garı yakınındaki durak ve giden hatta bakım var, çalışmıyordu. Neredeyse sadece Başçarşı-Ilıca arası tüm şehri geçen tramvay çalışıyor, ben de ona bindim, garın en yakınındaki durakta inip gara yürüdüm. Gerçekten de yoldaki manzaralar güzel. Dağlar, nehirler...Mostar da güzeldi ama köprü 2. defa yıkılırsa bu sefer kalabalıktan yıkılacak. Baya trafik var bildiğin yaya köprüsünde.

Adresinizin bulunduğu lokasyona ait kargoların depolaması farklı bir şubede olabiliyor. Benim de benzer bir durumum olmuştu, kargomu kendi semtimdeki ptt'den teslim alırım sanmıştım ama bir alt mahalledeki daha büyük bir şubeye gitmem gerektiği söylenmişti.
Kargo takip kısmında da şube yazmıyordu sanırım. Gitmeden öğrenemezsiniz bu durumda, lokal postane ile şansınızı deneyin önce.

Geçen akşam saat 9 da kargomu teslim ettiler, çalışma saatleri bir garip.

yav bende de aynisi oldu, 12/09 satici verdi 13/09 arnavutkoy kim'de ve hala hareket yok. musteri hizmetlerini aradim kargo destek bolumune yonlendirdi, onlar da bana kim'in telefonunu verdi. aradim mesguldu sonra bi daha aramadim sinirim ziplamasin diye. garip bir yogunluk var su ara galiba.

Bütçe sıkıntısı olsa da weider tabi ki.

Weider iyi mi? genelde hem karışık yorumlar okuyorum bazısı överken bazısı epey eleştiriyor.

F/P oranını bilemem ama ben optimum gold falan da kullandım. Weider hacim güç yönünden tartışmasız iyiydi.

weider

2 yıldır kullanmayı bıraktım yeterli proteini fazlasıyla beslenmemden karşıladığım için. ama alacak olsam yine olimp alırdım herhalde... bir kez dragon ball özel serisi olduğu için tercih ettim, hem hiç topaklanmaması hem kolay karışması hem de tadıyla denediğim tüm protein tozlarından daha iyiydi. www.olimp.com.tr

ben mesela dünya kadar param da olsa mecbur gidip bana yan etki yapmayanını bulup almak zorundayım. yan etkiler sindirim sisteminde bozukluk, sivilce vb. supplementler comun kendi markası olan mocha aromalısını ucuz diye övüyordum, 1 ay ara verip tekrar başladım ve 1 hafta boyunca her gün farklı bir sivilceye uyanıyorum. en son burnumun üstünde çıktı pinokyo gibi geziyorum. kaç gündür de duruyor öyle. olm ya büyü ya yok ol di mi? dokununca acıtan o sancılı evrede arafta kalır gibi kaldı arkadaş. böyle bir şey olabilir mi yaa?

optimun nutrition

myprotein

ABD, İş Bankasına yaptırımdan söz edince İş Bankası apar topar Mir'i askıya aldı. Bu durum ABD'nin Rusya ile olan ekonomik savaşında Türkiye'yi arada idare etmeyeceğini gösteriyor. Yani kış biraz sert geçecek gibi.

Ayrıca Banka rallisi dediğin de büyük balıkların kendi aralarında oyunuydu. Çıkışı da inişi de. Olan her zamanki gibi küçük yatırımcıya oldu.

Borsanın Fed kararlarıyla falan bir ilgisi kalmadı. Büyükler oynaşıyor. Küçükler için de 'başka para yatıracak yer kalmadı, ne yapayım' zamanı

banka rallisi dedigin bildigin hukumet operasyonuydu abi, ne rallisi. nebatinin aciklamalari da iyice acik etti zaten kendini.

yapacağınız bir şey yok dediğiniz gibi yasal oranda yatırmaya devam edin siz ev sahibi açsın madem davasını. dava sonucunda ne çıkarsa o fiyat üzerinden devam edersiniz. mahkeme normali neyse ona karar verir zaten.

Detay bilgi için şunu şuraya bırakayım: www.cetinkaya.av.tr

İhtarnameye cevap vermenize gerek olduğunu sanmıyorum. İhtarnamenin bu durumdaki fonksiyonu açılacak kira tespit davası ile belirlenecek kiranın bu dönem başlangıcından geçerli olması için ihtarname bir prosedür.

Yukarı eklediğim yazıyı detaylıca okursanız kira tespiti yapılırken önceki kira dönemine ait ÜFE artış oranını geçmemek koşulu ile evin durumuna göre hakkaniyetli bir şekilde yapılır diyor. Yani %1000 ya da 1.500 liradan 10 bine çıkarmak zaten kanuna göre mümkün değil. On iki aylık ortalamalara göre ÜFE %97,30 artmış. Hakim bu orandan daha fazla artıramaz. Yalnız bu son söylediğimde on iki aylık ortalama mı yoksa bir önceki yılın aynı ayına göre artıştan mı bahsediyor tam bilmiyorum. Eğer bir önceki yılın aynı ayı ise o oran da %144,61.

Eğer %144 ise en fazla 3669 TL olabilir. Ama tespit davasında son notta belirttiğiniz durumu belirtirsiniz. Hakim 'hakkaniyetli' bir karar vermek durumunda.

edit: bu verdiğim linkteki bilgi eski sanırım. Doğru bilgi için direkt kanunu ekliyorum:
www.mevzuat.gov.tr

Madde 344.

5 yılı geçtiği için kira tespit açılıyor denildiği gibi. %25 yada TÜFE sınırı aradaki yıllar için geçerli.

Muadil evlerin kiralarına yakın bir kira belirlenir. Hatırladığım kadarıyla ödediğiniz kiradan yüksek bir kira tutarı çıkarsa aradaki farkı da ödemeniz gerekecek.

Yani diyelim ki mahkeme 2500 olarak belirledi yeni kirayı. Zammın olması gereken aydan o tarihe kadarki 1000 TL farkı da ödemeniz gerekecek. Ona göre hazırlıklı olun derim.

Ama bu tür davalar kiracı lehine sonuçlanıyor. Yani bölgede kiralar ortalama 3500 ise mahkeme 3000 civarı bir tutar belirliyormuş.

Yanılıyorsam arkadaşlar düzeltsin.

5 yılı geçtiyse TEFE/TÜFE/ÜFE'ye tek belirleyici değil, civardaki emsal kiralar, muhit vb. gibi etkiler de göz önünde bulundurularak "hakkaniyetle" belirlenir.

kira artışı, davaya konu olan yeni kira döneminin başından beri hesaplanır.

bölgedeki kiralar anormal şekilde arttı 5000-6000 lira civarında geziyor ve sadece araplara veriliyor. herhangi ırkçı bir düşünceyle söylemiyorum sadece olanı yazıyorum. ilanlarda önce arapça sonra türkçe açıklama yazıyorlar düşünün.

hakim 3000 lira bile yapsa geriye dönük aradaki farkı vermemiz imkansız öyle bir para yok zaten maaş belli. emekli aylığına da el konulamıyor. ne olacak bilemiyorum. kadının tüm hayatı aynı mahallede geçmiş 70 yaşından sonra hiç bilmediği başka bir şehre mi taşınacak yani? mahkeme bunları göz önünde bulundurur mu bilemiyorum. üzüntüden hasta olacak kadın.

5 yil sonra bu davayi acma hakki var, birakin acsin. cevredeki rayice gore mahkeme yeni bir bedel belirleyecek ve o rayicle es ya da onun ustunde olmayabilir de genelde kiraci lehine sonuc cikar.

yeni kira belirlenirken yaşa, gelire falan bakmazlar. çevredeki emsal kiralar üzerinden hesapla bir miktar kiracı lehine bir fiyat çıkar. annenizin evine muadil evler şu an 5-6bin diyorsanız (ki o da dava açıldı mahkeme günü geldi falan derken geçen sürede daha da artar) taş çatlasın 4bin derler sizin eve de. geçecek sürede oluşacak aradaki farkı da ödemeniz gerekecek dedikleri gibi. ödeyemezseniz tahliye davası şu bu yine bir ton uğraşla 1-2 yıl sürse de çıkmanız gerekir eninde sonunda. mahkeme sürecinin yıpratıcılığı da cabası. şimdiden alternatifleri düşünmenizde fayda var.

ihtarnameyi iyi saklayın. ev sahibinin kötü niyetini gösteren bir belge var elinizde.

etrafımda çok var tekrar kira belirlemek isteyen, ama %1000 gibi bir rakam duymadım/görmedim. insafsız adam.

Sözlükten ve buradan okuduklarım kadarıyla, kira tespit davasında mahkeme emsal kiralara göre yaklaşık %80 oranında bir karara varıyormuş.

Yani emsal evler 6.000 ise sizinkini de o tutara çıkartmıyor, yine kiracıdan yana insiyatif kullanıp %80 oranına karar verip 5.000 yapıyor kirayı mesela.

Sizin durumda her şekilde ya o evi boşaltacaksınız, ya da bu emsal kiralara razı olacaksınız.

Size çekilen ihtar günü ile mahkeme sonucu arasındaki süredeki ayların farkını da yasal olarak alıyorlar sanırım.

Bu fiyatlarla sadece emekli maaşı ile geçinen insanların İstanbulda barınması çok zor zaten. Allah yardımcınız olsun.

Cevap vermenize gerek yok ancak anlaşıp, orta yolu bulmaya bakın.

Kira artış ayınız Kasım ve ev sahibi en az 30 gün önceden ihtar gönderip, dava açtı. Dava 10 ay sonra bitti. O aydan, Kasım'a kadar olan tüm kira farklarını sizden alabilir.

Yani siz 2bin TL kira ödediniz diyelim, mahkeme 7bin TL'ye karar verdi. 10 x 5 bin = 50 bin TL ödersiniz ve sonraki aylarda 7bin TL kira yatırmaya devam edersiniz. Bunun için en az 30 gün önceden ihtar çekmesi gerekiyor.


.

mkk adi ustunde merkezi kayit kurulusu tarafindan butun yatirim hesaplarindan kesilen bir ucret. fonlarin yillik ucreti var sadece onu da zaten fonun fiyati icinde hesapliyorlar ggunluk olarak.

soguk kompres yapip ufak ufak egzersiz yapmayi denediniz mi?

Denemedim hayır

Evet dizinin genel üslup öyle. Bence keyifli bulduysanız kesitleri, direkt başlayın. Ben çok severek izliyorum

abi herkese gelmez. bence güzel bir deadpan humour örneği. absürt ve saçma olaylara normalmiş gibi tepkiler verilmesi temelinde ilerliyor. en azından şahsi değerlendirmem böyle. ben normalde absürt ingiliz mizahını da sevdiğim için bayıldım. dizi sürekli insta'daki paylaşımlarda gördüğün gibi değil... hatta komik sahnelerin hepsini insta'da görmüş olabilirsin. yine de onlara güldüysen genel olarak diziyi seversin diye düşünüyorum. çoğu kişi bazı bölümleri yavan ve sıkıcı bulmuş ama ben vatkalı ceketten tut da yanlış mentora kadar hepsinde çok eğlenmiştim.

şahsi olarak bana ayrıca keyif veren noktası, yalnızlıktan ve asosyallikten çıldırdığım şu dönemde aklıma arkadaşımla sokaklarda boş boş gezip saçma geyikler yaptığım zamanı hatırlatması oldu. hiçbir şey sarmasa bile genç bir adam olarak yılmaz'la ilkkan'ın arasındaki saçma dinamiğe gülebilirsin diye düşünüyorum.

kısacası insta'daki paylaşımlar güldürdüyse başla derim, pişman olmazsın. her an kahkaha attıracak bir dizi değil, hatta yer yer sinirlendiğin veya başkası adına utanma duygusunu iliklerine kadar yaşadığın oluyor ama ben çok seviyorum.

Ben çok beğendim nedense, romalı bölümü en sevdiğim, tavsiye ederim

Genel itibariyle büyük olay küçük tepki, küçük olay büyük tepki formülünde yazılmış bir dizi. Herkese hitap etmeyebilir. youtube'da pilot bölümü ücretsiz izlenebiliyordu en son. Onu beğenirseniz muhtemelen geri kalan bölümleri de beğenirsiniz ortalama bir bölüm çünkü.

mutlaka basla ve izle, kesitle falan olacak is degil. her bolum detay dolu.

Kan değerlerinizde sorun olabilir.
Uyku apneniz olabilir.
Ev nem oranı olması gerekenden yüksek olabilir.
Yatak veya yastık rahatsız olabilir.

bu donem donem bana da oluyor, ozellikle yazdan kisa gecerken. doktora gittim tahlil yaptirdim, nefes alip verme konusu icin KBB'ye gittim vs hicbir sey cikmadi. bu sene pek olmadi ama normalde eylul basinda baslardi. yukarda da yazilmis uyku apnesi (ki uzmanina gorunmek lazim) sebeplerden biri olabilir ama benim gibi de uyku apnem var diye tribe girmeyin :) oncelikle bir kan degerlerine baktirmakta fayda var her ihtimale karsi.

en güzeli bir dahiliye doktoruna gidip tüm değerlerinize baktırmak.

Kan değerlerime yılda bir baktırıyorum, daha bundan yakın bir zaman öncesinde de hemogram, vitaminler vs. normal çıkmıştı ama sadece TSH'ım sınırın biraz üzerinde (aşırı değil) çıktığı için ilaç kullanmaya başladım. Tiroid ile ilgili sıkıntılar böyle bir şey yapabilir mi? Tiorid böyle şeyler yapabiliyorsa bile ilaç almama rağmen değişen bir şey yok zaten.

Ayrıca bu uykuyu alamamışlık hallerim çok uzun yıllardır bu şekilde, bu dönem yeni gelişen bir hadise olarak ortaya çıkmadı.

Uyku döngüsünü araştırırsanız cevab alabilirsiniz. Ortalama 90 dk uyku sürecinin sonlanması ve tekrardan başlaması için gereken süre. Siz 10 saat de uyusanız o döngü tamamlanmadan kalktığınızda kamyon çarpmış gibi olursunuz. Bazı zaman ise 4.30 saat uyusanız dinç olduğunuzu fark edersiniz. Uyku döngüsü konusunu araştırın lütfen.

Edit: Sağlık değerleri normal alınmıştır.

Dönem dönem banada oluyor, hatta bu hafta başından beridir bu haldeyim. Akşam mesela rahat 8 saat uyumuşumdur ama tüm gün uykuluydum, halen öyleyim.
Bu bir hafta filan böyle devam ediyor sonra rutinime dönüyorum.
Normalde 7-8 saat arası uyuyorum ve yeterli oluyor.

birçok sebebi olabilir bir fonksiyonel tıp hekimine giderek detaylı araştırmanız lazım. en yaygın ve gizli sebebi kronik inflamasyon. bir gıda size allerji yapıyor ama haberiniz olmadan onu almaya devam ediyorsunuz.

kendiniz araştırmak isterseniz deniz şimşek'in "birim" adlı kitabını öneririm.

@aman üstüme geliyorlar - Magnezyum, b12, d vitamini bunlara bakılmıştı, d vitamini için devit takviyesi alıyorum arada. Hepsi normal aralıklarda diyebiliriz. Uyku apnesi cevaplarda yazılınca belirtilerine bir baktım; yazılanlar arasında uykusuz hissetmek dışında hiçbiri bende olan şeyler değil, horlama da dahil.

Ben 10 gibi yatıp 7-8 saat uyuduğumda müthiş enerjik kalkıyorum ama 12yi geçtiyse kaç saat uyursam uyuyayım kendime gelemiyorum. Saatlerle oynama yapsanız?

youtube. çünkü içinde spotify gibi müzik uygulaması da var. fiyat olarak çok daha pahalı ama

her ikisini de kullanıyorum, spotify müzik listelemek için çok daha iyi bence. ancak şarkı keşfetme kısmında biraz kısır kalıyor gibi geliyor bana. spotify'ın kendi yaptığı baazı genre listeleri hoş ama düşük bir oran bu. şarkı ya da sanatçı radyoları fena değil.

youtube'un arayüzü biraz karışık geliyor bana ama spotify'da olmayan albümler/şarkılar var. şarkı/sanatçı radyolarında büyük saçmalıyor. 5 sene önce neymiş bu diye açtığın şarkı bile önerileri etkiliyor, saçma sapan yerlere götürebiliyor seni. artısı ise spotify üzerinden (nasıl yapıyor bilmiyorum) otomatik olarak bütün müzikleri albüm kapağını video yapmak için kullanarak direkt çekiyor bu. çok acaip.

Tercihini zevkine göre sen yap. Benim sana önerim Papara ile ödeme yaparsan ikisinin de kampanyası var ve yarı fiyatları ile üye olabilirsin.

youtube'u da reklamsız izlerim, iyi olur diyorsan youtube... ama yok ben sadece müzik için istiyorum diyorsan tercih belli.

net youtube ikisi arasindan secmem gerekirse (ki youtube premium aboneligim var 1+ senedir, spotify dusunmuyorum).

Sebep: youtube'daki icerikler daha cok ilgimi cekiyor

youtube yi sadece masaüstünde kullanacaksanız reklam engelleyiciler var, kesinlikle işe yarıyor.

ikisi de. papara, tosla vb. %50 iade kampanyası oluyor. ama illa da ikisinden birisi olacaksa youtube premium.

biri digerinin muadili degil ki. bende ikisi de var youtube music bence tirt ayrica spotify'i 2009'dan beri kullaniyorum.

youtube premium da cok fazla icerik izledigim icin aldim ve hayat kalitem artti. aile planlarina falan bakin daha ucuza gelebiliyor.

ikisi de var.
spotify olmasa eksikliğini hiç hissetmem.

ama bazen arkadaşlar premium olmayan youtube'dan video açıyorlar da öff pöff oluyorum.

kaldı ki müzik konusunda bence youtube daha başarılı, konser kayıtları gibi spotify'da olmayan içeriklerin sahibi.

benim için spotify'ın tek artısı podcastler. o da zaten para vermeden de reklamsız dinleniyor.

gerek var, eylulde kayit yenileme aciliyor ben de yenileceyecegim sms gelmesi lazim.
ya da aof sitesinden takvime bak. eylulde yenilemezsen ocaktan sonra kullanamazsin ikinci donemde yenilemen gerekir. yani iki donemden birinde illa yenileme yapacaksin.

böyle bir cevaba neden ihtiyacın var? antrenman şiddeti nedir mesela? yani 5 kg dumbell ile kaç set kaç tekrar yapılıyor? 5 kg dumbell seni ne kadar zorluyor (rpe değerin nedir?), hangi bölgeden kaç set kaç hareket yapılıyor? antrenmanın ortalama nabzı nedir vs birçok değişken var bu soruyu cevaplayabilmek için. eğer haftada 3 gün antrenman yapılacaksa en verimli planlama tüm vücüdu çalıştıracak şekildedir. genelde 5x5, texas metod gibi hazır antrenman programları tercih edilir. ağırlıklar kademeli olarak ne kadar artarsa zorlayıcılığı da o kadar artar.

Genelde günlük kalori ihtiyacı hesaplama sitelerinde soruyorlar, egzersiz yoğunluğunu. Siz de onu hesaplamak için sorguluyorsunuz sanırım. Orta seviye egzersiz diyebilirsin gibi geldi bana.

Ama programın 1-1,5 saat sürmesine takıldım. 1,5 saat süren ağırlık antrenmanı olmamalı bence. İşin içinde kardiyo varsa o başka. Ama yoksa, bir bölgeyi 6-7 hareketle çalıştırıyorsanız, yarardan çok zarar veriyor olabilirsiniz.

tdeecalculator.net

ben surdan bakiyorum ona, egzersizin siddetine gore degil sikligina gore degerlendiriyor mesela.

Çok zengin bir adam ve 5 bin TL mi göndermiyor?

Sen adamı doğru tanıdığına emin misin?

1.5 milyonluk işi ben yapıyorum diyorsun 10k tl istiyorsun başlangıç olarak vs.

Bu hikayede anormal yerler var. Bir. Şeyler eksik.

Şaka mısınız :) 1.5m iş yapıp 10bin istemek nedir.
Ayrıca galiba adama aşıksınız çünkü bu kadar kazıktan sonra hala iş yapmanızı başka hiç bir şey açıklayamaz.

@ihanet
adam artık zengin değil sürekli battığı için ama networkü var.
onu eksik söylemişim.

evet ama son işi 1.5mTL idi bende ilk parti 10ktl istedim. 1.5TL'lik işten de max %7-8 kalır adama. işi bağlayan o, network onun, parayı ona veriyorlar. ben geri kalan mühendislik işleri yapıyorum.
başlangıç dediğim ilk git-gel, yemek, benzin falan filan giderleri.

Cevabı içinde barındıran bir soru olmuş.

Ek olarak para peşin olmadığı sürece iş yapmazdım böyle biriyle.

boyle biriyle parayi pesin almadan calismam.
herif icin kullanisli aptal pozisyonundasin malesef.

Ben olsam uzak dururum. Seni de batırır böyle adamlar. Herkes kendini kurtarır olan sana olur’daki “herkes” bu adam.

Bu tarz bir kişiyle sadece peşin para çalışılır. Başka türlüsü can sıkar.


.

Ben olsam bu adamdan para istemem.
Onun tanıdıkları arasında, senin işine yarayacak kim varsa onunla tanıştırmasını iste. Ama öyle ayak üstü değil. Yapacağın iş karşılığında bir kaç kişi ile bir kaç kere yemek buluşması iste.

En kestirme çözüm aklındaki ücretin iki katını söyleyerek anlaşman. Sürekli yarısını veriyor çünkü.

evet ya adam bi havuçla oyalıyor beni,

en iyisi diplomasi, paramı vermeden iş yapmayayım. önden de iş yapmayayım.

dostum hikayede bir saçmalık var. 1.5 milyonluk ciroda, işi başlatan adama 5 bin lira vermek para değil. güzel felekten çalınmış bi gece parası yani 5k dediğin şu anda. dolayısıyla ya gerçekten aşırı derecede saf olman lazım, ya da hikayende eksikler var diye düşünüyorum.

Hocam ne iş yapıyorsunuz?

Sözleşme yapın işe başlamadan illa çalışacaksınız, yani peşin parayi kabul etmezse mesela.

ya 5000tl benim alacağım ücretin küçük kısmı. başlangıç parası. yol,yemek parası bu. hepsi değil ama onu da zorla alıyorum. yani vayy 1.5mtl'de 10k mı alıyorsun değil olay. onu da söylemem zaten. ayıp.

@1903 24
üretim prosesleri tasarlar ve hayata geçiririm. fikirden prototip'e oradan seri imalata. olmayacaksa da neden olmayacağını söylerim. kısaca bu. eu ve tr'de.

yok ben peşinden aşağı çalışmam artık ya.
adamın da bana para falan vereceği yok.